Beynimizin işleyişi ve öğrenme performansımız ile beslenme biçimimiz arasında doğrudan bir ilişki vardır. Yaşımız kaç olursa olsun, beslenme biçimimiz sadece yaşam kalitemizi değil; öğrenme sürecimizi ve hafızamızın kalitesini de etkiler. Tabii ki burada ifade etmeye çalıştığım bilgiler tıbbı bir tavsiye niteliğinde değildir. Özellikle herhangi bir rahatsızlığı olan veya tıbbi öyküsü bulunan kişilerin mutlaka sağlık kuruluşlarından destek alması gerektiği unutulmamalıdır.
Doğru beslenme alışkanlıkları erken yaştan itibaren kazanılırsa sağlıklı bir hafızanın temelleri atılmış olur.
Beynimizi besleyen iki temel gıda vardır: Glikoz yani şeker ve oksijen. Beynimiz doğal yollarla alınan gıdalardan gelen şekeri kullanmaktadır. Günlük yaşamımızda tükettiğimiz birçok üründe doğal şeker bulunmaktadır. Meyveler, kurutulmuş gıdalar, patates, pirinç buna örnek verilebilir. Ayrıca hazır, paketli gıdalar aracılığıyla alacağımız işlenmiş şekere ihtiyacımız olmadığı gibi, bu tip şekerin bağımlılık yapıcı ve birçok hastalığa (kalp damar tıkanıklığı, obezite vb.) zemin hazırladığı bilinmektedir.
Vücudumuza giren oksijenin %34’ünü beynimiz kullanmaktadır. Aynı zamanda aldığımız nefesten çok içtiğimiz sudan vücudumuzun ayrıştırdığı oksijeni kullanmaktadır.
Yukarıda sayılan sebepler nedeniyle güçlü bir hafızaya ve kaliteli öğrenme deneyimlerine ulaşmak için yaşam boyu doğal gıdalarla, yeterince ve yerinde sağlıklı beslenmeli ve bol su içmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Bu alışkanlıklar ne kadar erken kazanılırsa o kadar çok uygulanabilir olacaktır.
Özgün Ergin
Uzman Psikolog
~ ~ ~
“Bundan bir yıl sonra, bugün başlamış olmayı dileyeceksiniz.”
Karen Lamb
Comments